Yoğun yaşanan duygular doğrudan beynimizin çalışma alışkanlıklarıyla ilişkilidir. Beynimizin üst bölümü daha mantıksal süreçleri yönetirken beynimizin alt bölümü ise daha duygusal süreçleri yönetir. Beynin hangi bölümü daha çok beslenmişse kişi o bölümün kontrolü altındadır denebilir. Eğer üst bölüm çok beslenmişse hayatında duygularına yer vermeyen, eğer alt bölüm çok beslenmişse hayatı duygularının kontrolünde olan bireyler görürüz. En güzeli denge halidir, buna ulaşmak için ise alt ve üst beyni uyum içinde çalıştırma becerisi gelişmelidir. Bu durumu bir de beynin el modeliyle açıklayalım. Elin kapalı olduğu pozisyon üst ve alt beyinin uyum içinde çalıştığı pozisyondur. Bazen öyle yoğun duygulara karşılaşırız ki üst beyni devre dışı bırakır, alt beynin kontrolüne gireriz. Bu durumda el açılır, üst ve alt beyin birbirinden uzaklaşarak birlikte çalışmayı bırakır. İşte bu anlar tepemizin tasının attığı anlardır. Alt beyin daha ilkel hareket eder.

Alt beyin doğduğumuz anda iyi gelişmiş vaziyette bizde bulunurken üst beyin en geç gelişen kısımlardan biridir. Üst beynin olgunlaşması yirmili yaşlara kadar devam eden bir süreçtir. Bu da demek oluyor ki dünyaya geldiğimizde duygusal tepki vermede zaten oldukça iyiyken mantıksal düşünmeyi, süreç içinde öğreniyoruz. Yani daha küçük yaşlarda duygularımızın daha çok kontrolünde oluyoruz. Bu da bize çocukluk çağında yaşanan sık öfke nöbetlerini açıklar. Mantıksal düşünme henüz yapım aşamasında olduğundan çocuk, yoğun duyguyla karşılaştığında bununla nasıl baş edeceğini bilemez. Üst beyni, yani olayın mantıksal yönlerini devreye sokmada henüz çok deneyimsiz olan çocuk krizler yaşamaya başlar.
Kaynakça: Bryson, T. P., Siegel, D. J. (2019). Bütün Beyinli Çocuk (1. Baskı). İstanbul: Diyojen Yayıncılık.


Hacettepe Üniversitesi Montessori Eğitimcisi Habibe Nur ELMACI

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Merhaba, Nasıl Yardımcı Olabiliriz?